Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Türkiye'de Sanayinin Sigortalanması ve Çözüm Önerileri programında önemli açıklamalarda bulundu. Yılmaz, "Önümüzdeki aylarda enflasyonda aylık bazda düşüşleri kademeli bir şekilde göreceğiz" ifadesiyle enflasyonla ilgili beklentilere işaret etti.
Programda bir araya gelen isimler arasında Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Osman Çelik ile İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan da bulunuyordu. Yılmaz'ın yanı sıra Çelik ve Bahçıvan'ın da katıldığı bu toplantı, Türkiye'nin sanayi ve ekonomi politikaları üzerine önemli bir platform sağladı.
Yılmaz, yaptığı konuşmada, Türkiye'nin ekonomik hedeflerine odaklanarak, enflasyonun düşürülmesi, ithalata bağımlılığın azaltılması ve cari işlemlerde kalıcı bir düşüş sağlanması için gerekli politikaların hayata geçirildiğini vurguladı. Özellikle önümüzdeki aylarda enflasyonda aylık bazda kademeli bir düşüş beklendiğini ve yıl ortasından itibaren yıllık bazda da belirgin bir şekilde düşüşün görüleceğini belirtti.
Konuşmasına geçen yıl yaşanan deprem felaketinde hayatını kaybeden vatandaşları anarak başlayan Yılmaz, İstanbul Sanayi Odası'nın Türk sanayisinin güçlü temsilcilerinden biri olduğunu vurguladı. Ülkemizin sanayi sektörünün önemli bir kısmını oluşturan İstanbul Sanayi Odası üyeleriyle bir arada olmaktan duyduğu memnuniyeti ifade etti.
“EKONOMİDEKİ BELİRSİZLİĞİ AZALTTIK”
Orta Vadeli Plan, 12. Kalkınma Planı ve ardından 2024 yılı bütçe hazırlıklarımız kapsamında orta ve uzun vadeli yol haritalarımızı sizlerin fikir ve önerilerini alarak hazırlamıştık. Hangi konu olursa olsun ilk yapmamız gereken tarafları, paydaşları belirlemek onlarla birlikte katılımcı bir anlayışla hazırlıklar yapmak, içeriği zenginleştiriyor ve güçleştiriyor. Bugün ise "reel sektörün sigorta araçlarıyla daha etkin şekilde korunması" konusunda farkındalık oluşturmak ve yine varsa sanayicimizin fikir ve önerilerini almak için bir aradayız. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın güçlü liderliğinde, politika belgelerimizle ekonomideki belirsizliği azalttık, mayıs ayında siyasi belirsizlikler ortadan kalkmıştı" dedi.
"BU DÖNEMDE SANAYİ SEKTÖRÜ YÜZDE 6,1 ORANINDA BÜYÜMEYİ BAŞARMIŞTIR"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz konuşmasının devamında, "Ekonomimizin ve finans alanındaki kazanımlarını artırmaya ve Türkiye Yüzyılı vizyonumuzla geleceğe güvenle bakmaya kararlıyız. Yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı büyüme stratejimizi destekleyici bir sanayi ekosistemine sahibiz. 2003-2022 döneminde Türkiye ekonomisi yıllık ortalama yüzde 5,4 oranında büyürken bu dönemde sanayi sektörü yüzde 6,1 oranında büyümeyi başarmıştır. Böylece, sanayi sektörünün milli gelirden aldığı pay 2002 yılında yüzde 20,1 iken 2022 yılında bu oran yüzde 26,4'e yükselmiştir.
“ 5 YILLIK DÖNEMDE YÜKSEK KATMA DEĞERLİ ÜRETİM YAPISINA GEÇİŞİ SAĞLAMAYI AMAÇLIYORUZ”
Türkiye bugün bölgesinde, dünyada en önemli sanayi ülkelerinden biri olarak ön plana çıkmış durumdadır. Diğer taraftan sanayi sektörü içinde yer alan imalata sanayimiz de küresel rekabet gücünü korumaya devam etmekte olup bu sektörde üretim, istihdam ve ihracat gibi temel göstergelerde artış eğilimi devam etmektedir. Nitekim 2022 itibarıyla imalat sektörünün milli gelir içindeki oranı da yüzde 22,1'e yükselmiştir. Önümüzdeki 5 yıllık dönemde imalat sanayii başta olmak üzere, öncelikli sektörler olmak üzere tüm sektörlerde, yüksek katma değerli üretim yapısına geçişi sağlamayı amaçlıyoruz" şeklinde konuştu.
"ÖNÜMÜZDEKİ AYLARDA ENFLASYONDA AYLIK BAZDA DÜŞÜŞLERİ KADEMELİ BİR ŞEKİLDE GÖRECEĞİZ"
Yılmaz, "12. Kalkınma Planı döneminde yeşil ve dijital dönüşümü odağına alan ve yerel kaynakları azami seviyede kullanan bir üretim yapısıyla ülkemizin en önemli üretim merkezlerinden biri olmasını hedefliyoruz" ifadelerini kullanarak, Bu doğrultuda imalat sanayiinde yatırımı, üretimi, istihdamı ve ihracatı artırmaya yönelik politikalarımızı ortaya koymuş durumdayız. Güçlü ve büyük Türkiye hedefimize İstanbul Sanayi Odası başta olmak üzere tüm sanayicilerimizle yürüyeceğiz. Türkiye'nin sanayicisi; küresel ekonomideki zorluklara rağmen ihracat rekorları kıran, üretim çarklarını hızlandıran bir yapıya sahiptir. Makro düzeyde de büyümede dengelenme, enflasyon düşürme, ithalata bağımlılığı azaltma ve cari işlemlerde kalıcı bir düşüş sağlama doğrultusunda gerekli politikaları hayata geçiriyoruz. Aylık bazda enflasyonda düşüşler başlamıştı, ocak ayında istisnai bir durum oldu. Ocak ayları genelde yıllık ayarlamaların yapıldığı aylardır. Burada geçici bir yükseliş olduğunu düşünüyoruz. Önümüzdeki aylarda yine enflasyonda aylık bazda düşüşleri kademeli bir şekilde göreceğiz.
“YILLIK BAZDA DÜŞÜŞÜ BELİRGİN BİR ŞEKİLDE GÖRECEĞİZ”
Yıl ortasından itibaren de yıllık bazda düşüşü belirgin bir şekilde göreceğimizi düşünüyoruz. Bu doğrultuda bir taraftan güncellenmiş para politikalarımızda, diğer taraftan güçlü maliye politikalarımız ve yapısal reformlarla yolumuza devam edeceğiz. Daha istikrarlı bir yapı oluşması, enflasyonun arzu ettiğimiz düzeylere gelmesi sanayimiz için de, sigortacılık sektörümüz için de çok daha uygun bir ortam oluşturacaktır" diye konuştu.
"SİGORTACILIKTAKİ YÜKSELİŞ, SİYASİ GÜVEN VE İSTİKRAR ORTAMINDA DEVAM ETMEKTEDİR"
Sigortacılık ve istikrar arasındaki ilişkiyi açıklayan Yılmaz, "Aralık ayı içerisinde ülkemizde sigortacılığın 100'üncü yılını kutlayarak sigortacılığın ülkemizde katettiği mesafe ve ekonomimiz açısından önemini vurgulamıştık. Sigortacılık alanındaki yükseliş, siyasi güven ve istikrar ortamında devam etmektedir. Sigorta vesilesiyle risklere karşı önlem alınırken aynı zamanda tasarruf yoluyla ekonomiye ve yatırımlara katkı sağlanmaktadır. Türkiye sigortacılık sektörü bugün ekonomide biriken fonları, para ve sermaye piyasalarına yönlendirerek ülkemizde finansal piyasaların gelişmesine, ekonominin büyümesine ve istihdamın artmasına destek olmaktadır. Sigorta sektörünün; ekonomimize olan katkısının, finans sisteminden aldığı payın çok ötesinde olduğunun farkındayız" cümlelerini kullandı.
"SİGORTA SEKTÖRÜ HENÜZ ARZU ETTİĞİMİZ YERDE DEĞİL"
Reel sektörde sigorta araçlarının yeteri kadar benimsenmediğini gördüklerini söyleyen Yılmaz, "Sigorta sektörü henüz arzu ettiğimiz yerde değil maalesef. 2023 yılında Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından sigorta teminatı bulayan sanayi kuruluşlarına yönelik yapılan bir anket çalışmasında; ankete katılan sanayi kuruluşlarının yüzde 51'i son 5 yıl içerisinde hiçbir hasar yaşamamalarına rağmen sigorta poliçelerinin yenilenmediğini ve diğer sigorta şirketlerinden de poliçe yaptıramadıklarını beyan etmişlerdir. 6 Şubat'ta yaşadığımız deprem felaketi sonrasında, büyük yatırımlara sahip bölgedeki sanayicilerimizin sigorta yaptırmamaları ya da yeteri kadar sigorta teminatı almamaları nedeniyle ağır maliyetlere katlandıklarını da görmüş olduk. Burada hem sigorta aracılarının sanayicilerimizi doğru bilgilendirmekte daha proaktif olmaları hem de sanayicilerimizin risk değerlendirme konusunda daha hassas olmaları gerektiğini tavsiye ediyoruz. Sanayi sektöründe sigortacılık anlayışının sadece hasar ve kaybın ortaya çıktığı durumlarda değil, tüm iş süreçlerinde başvurulacak bir güvence mekanizması haline dönüştürülmesi gerektiğine inanıyoruz" şeklinde konuştu.
"MARMARA'DAKİ SANAYİ TESİSLERİNİN AFET RİSK ANALİZLERİNİ TAMAMLAYACAĞIZ"
Yılmaz konuşmasını, "Marmara bölgesindeki sanayi tesisleri başta olmak üzere kritik altyapıların afet risk analizlerini kalkınma ajansları koordinasyonunda tamamlayacağız. Sanayi üretiminde risklerin farkında olmak, maliyetlerin azaltılması, iş sürekliliği ve rekabet avantajı gibi açılardan sanayinin sigortalanması konusunu İstanbul Sanayi Odası ailesinin de sahipleneceğine inanıyorum" ifadeleriyle sonlandırdı.